Qualita

Hiç şüphesiz Kapadokya her zaman muhteşem bir rota… Bu yüzden biz de sizlere Kapadokya’da keşfetmeniz gereken birkaç ipucu hazırladık. Kapadokya geziniz için seyahat listenizde bu bilgilerin olması işinize bir hayli yarayacak. Haydi gelin Kapadokya’yı başka türlü gözle görmenize olanak sağlayacak bilgiler neymiş beraber bakalım.

Geçmişten Günümüze Kapadokya

Kapadokya ismini Katpatuka’dan, yani “Güzel Atlar” tabirinden alıyor. Romalılar zamanında baskıya uğrayan Hristiyan halk için bir kaçış ve saklanma yeri olan Kapadokya’da bu zamana dair taşlar, oyulmuş birçok kilise ve taş duvarlara çizilmiş resimler görmek mümkün.  Size bir şey söyleyeyim mi? Kapadokya’nın fiziki olarak şu an ki görünümünü alması 60 milyon yılı bulmuş. Evet yanlış duymadınız. 60 milyon sene… Yanardağlardan püsküren lavlar yumuşak tabakalar oluşturmuş ve bu yumuşak kaya tabakalar seneler içerisinde doğal yollarla ve yağmur sularıyla şekillenmiş.  Bu fiziki yapılardan en büyüleyici olanları şüphesiz ki peri bacaları… Boyları 1 metre ile 5 metre arasında değişen bu yapılar şimdi dünyanın yeni harikaları listesinde 5. sırada bulunuyor.

UNESCO’nun İzinde Tarihle İç İçe Geçmiş Bir Cazibe Merkezi

Kapadokya’yı keşfetmeye UNESCO dünya mirasları listesinde yer alan Göreme Açık Hava Müzesi ile başlıyoruz. Bu bölge M.S. 4. yüzyılda yani ilk Hristiyanlık dönemlerinde bölgeye gelen Kayseri Episkoposu Aziz Basil’in, burada öğretileri yaymaya başlaması ile hayat bulmuş. Bu dönem bölgedeki neredeyse her kaya oyularak bir yaşam alanına döndürülmüş. Şu anda Göreme Açık Hava Müzesi’nde Kızlar ve Erkekler Manastırı, Aziz Basil Şapeli, Elmalı Kilise, Azize Barbara Şapeli, Azize Katerina Şapeli, Yılanlı Kilise, Karanlık Kilise, Çarıklı Kilise ve Tokalı Kilise ziyarete açık olarak gezilebiliyor. 11 tane yemekhane ve gezilebilen kiliseler dışında, her an çökme tehlikesi olmasından dolayı girişi demir parmaklıklarla kapatılmış 18 kilise daha bulunuyor.

Erken Hristiyanlık Dönemi Kiliseleri

Bu kiliseler mimarisi ve devrine göre iki türe ayrılıyor. Karanlık Kilise, Elmalı Kilise ve Çarıklı Kilise sütunlu kilise türüne ait olurken Rahibeler Manastırı, Yılanlı Kilise, Azize Barbara ve Azize Katherine Şapeli ve Yılanlı Kilise ise Yılanlı Kiliselere ait. Tam bu noktada bir ipucu vereyim sizlere; Yılanlı Kiliselerin ortak özelliği birbirinden bağımsız, hikaye anlatmayan, mantık sırası gözetmeyen duvar resimleri olmasıdır.

Hayranlık Uyandıran Peri Bacaları

Bir diğer uğrak noktası ise Kapadokya’nın sembolü olan Üç Güzeller peri bacalarıdır. Gezginlerin, fotoğraf tutkunlarının, doğa hayranlarının ilgisini sıklıkla cezbeder. Üç Güzeller iki büyük bir küçük yapısı ile anne, baba ve çocuk olarak imgelenip ailenin kutsallığı ile ilişkilendirilmiş. Efsaneye göre bir çobana aşık olan Kapadokya prensesi, gizli evliliklerinin meyvesi olan çocukları ile kralın huzuruna çıkacakken, kralın öfkesinin dinmediğini ve askerlerini üzerlerine gönderdiğini fark eder. Sevdiklerinin yaşayacağı eziyeti hisseden prenses o an çok içten bir dilek diler ve bu eziyetten kurtulmak için dua eder. Duaları Tanrıya ulaşır ve tam bu noktada taşa dönüşürler. Günümüzde ise Üç Güzellerin yanındaki yokuş bu rivayetten doğan bir ritüeli de beraberinde getirmiştir. Bu yokuşu 7 kez inip çıkmak kişinin çocuk sahibi olmak istediğine dair bir işarettir.

Doğa Harikası: Ihlara Vadisi

Bölgenin Aksaray sınırları içerisinde kalan Ihlara Vadisi doğal güzelliği ve ev sahipliği yaptığı endemik hayat ile dünya üzerindeki kanyonlar arasında önemli bir yere sahip. 18 km uzunluğu, 150 metre derinliği ve 200 metre genişliği ile diğer kanyonlardan farklı bir konumda yer alıyor. Geçmiş dönemlerde içinde insanların yaşamış olması vadiyi ayrıcalıklı kılan bir etken. Ihlara Vadisi, tektonik yükselmeler ve Hasandağı volkanının püskürmesinin ardından çöküntüye uğrayan alan üzerinde ilerleyen Melendiz Çayı’nın binlerce yılık aşındırması sonucunda oluşmuş. Ve Melendiz Çayı, Ihlara Vadisi boyunca araziyi derin ve sarp bir biçimde yarmak suretiyle, vadi boyunca görkemli ve çarpıcı güzellikler meydana getirmiş.

Ihlara Vadisi’ndeki kayalara oyulmuş freskli kiliseler korunarak, eşine rastlanmayan bir tarih hazinesi olarak günümüze ulaşmış. Hıristiyanlığın ilk yıllarından itibaren kayaların rahatlıkla kazılmasıyla meydana getirilen bu freskli kiliseler ve iskân yerleri 14 kilometre boyunca Ihlara vadisinde yer alıyor.

Kapadokya’dayken mutlaka yapmanızı isteyeceğim şey sabahın erken saatlerinde kalkmak ve sıcak hava balonları ile gök yüzünü selamlamak.  Bu doğa harikasını kuşbakışı izlemek ve sonsuz gökyüzünün ufukla birleştiğine tanıklık etmek seyahatinizdeki birçok unutulmazın arasında ilk sıralara yerleşecek.